Yakın çevrenizde ya da sevdiğiniz insanlar arasında bir tür vardır. Belki de sevmediğiniz ya da gıcık olduklarınız arasında da olabilir. Bu insanlarımız aslında biraz korunmaya muhtaçtırlar. Her ne hikmetse kendisinden daha kötü olanlar daha çok sevilir, daha bir yardım görür. Halbuki onlar kötülük nedir bilmezler. Ama yaptıkları hareketler mi desem, kendilerini biraz boş vermişler mi desem ne desem olmuyor anlatamıyorum!
Onları anlatmak için de Öküz Başlı Antilop türü üzerinden açıklamak uygun gibi geldi bana. Güney Afrika'da yaşayan bu hayvanların en bilinen yaşama alanı Serengeti Ovaları ' dır.
Sadece erkeğinde değil, dişisinde de boynuz olduğu için 'Öküz başlı antilop' ismi uygun görülmüştür. Binlerce yıldır gelenek haline getirdikleri Mara Nehri' ni geçerek göç etmek Afrika Fenomeni haline geldi.
Belgesel hastaları özellikle bu hayvan türünü çok iyi bilir. Hayatta kalma mücadelesini izlerken heyecanlanırsınız. Bir hayvana yem olmaktan kurtulamayınca (Aslan, leopar, timsah, hatta çıta ve tüm yırtıcı takımı) hepimiz olmasa da bazılarımız çok üzülürüz. Hele bir de yavru olunca 'Lanet olsun bu hayata! Yediğin zehir zıkkım olsun ey doymak bilmeyen aslan bünyesi' deyip ekolojik dengeye çomak sokanız gelir. Ama bazen de 'İşte tamam bundan kurtuluşu yok diye siz pes etmişken, onun yaşama tutunası gelir birden de av olmaktan bir anda kurtuluverir. Siz de o sırada 'Hayat bu işte. Pes etmemek lazım. mücadele önemlidir.' diye düşünerek güç alırsınız onun mücadelesinden.Nerden nereye geldim böyle? Çevremizdeki insanlardan bahsedecektim Afrika'ya gittim. Birine sinirlendiğiniz zaman 'Öküzz, hatta bir fark yaratsın diye de bunu kullanaraktan 'Öküz Başlı Antilop' hakareti şüphesiz ilk 10 a girmektedir.
Halbuki bu hayvanların diğer ismine Gnu denmektedir.(Gunu) Niye okunuşunu yazdım bende bilmiyorum.Sanki herkes pek bir cahil! Şahsî görüşüme göre daha bir sevimlidir bu isim. Bu ismi hak ediyorlar.Hem karada hem de suda yaşayan o kadar etoburun arasında verdikleri mücadele yetmezmiş gibi bir de isimleri hakaret malzemesi oluyor. Ayrıca keyiflerinden seyahat için göç etmiyorlar. Kuraklık başlayınca mecbur kalıyorlar.
Yani çevremizde olan Gnuya benzer insanlarımız da mücadele ederler, iyidirler, etobur değil otoburdur. Ama gene de sevilmezler bir türlü. Sevilmesi için av olması gerekir. Hiç olmazsa ona acırsınız da sever gibi yaparsınız. Tek yaptıkları Gnuların mahsun mahsun belgesel kamerasına baktıkları gibi hayata o şekilde bakmalarıdır.
Size bir kötülüğü olmayan insanları üzmeyin e mi?
Not: Bu hikâye hazırlamakta olduğum kitabımdaki Gnu dostlarımıza ithaf edilmiştir:)